6 Mart 2012 Salı

Mutluyum..Mutlusun..Mutlu...


Bir Çeşit Ben bugün ölesiye mutluydu... Ölesiye mutlu olmak da nasıl oluyorsa ölmek-mutluluk? Her neyse... Mutluydu işte... Geveze'yle derste yan yana oturmuşlardı. Ama farketmişlerdi ki yan yanayken konuşmasalar bile ders dinleyemiyorlardı. Güya bu dönem Bir Çeşit Ben feci ders dinlicekti de feci not alcaktı da, çok pis hırsa gelmişti de falan...külliyen yalan :p

Dersten sonra KFC'ye gittiler... Reklamsa reklam.. Harika bi menüydü. Bi kere her şey süpriz yumurta gibi paketlerdeydi. İnsan onları açarken daha bi iştahlanıyordu. Sonra soslar bi harikaydı. Bir Çeşit Ben anladı ki Burger King falan tamamen uydurma ve tamamen reklam çünkü Burger King'te bir kez bile doyduğunu hatırlamıyordu. Kolayla şişme yeriydi ki zaten orda yiyemiyordu da.. Yeni favori fast-food mekanı KFC'ydi..

Sonrasında da sığınaklarına gittiler.Karnaval'a... Orası Bir Çeşit Ben için her zaman özel olacaktı. Arkadaşlarını götürmeyecekti. Orası Geveze ve Bir Çeşit Ben'indi.

Bi ara Bir Çeşit Ben ve Geveze ciddi konulara değindiler. Geveze, Bir Çeşit Ben'in korkularını sordu. Bir Çeşit Ben'in tam olarak neyden korktuğunu gerçekten merak ediyordu. Bir Çeşit Ben ise bunu tam olarak kendisi de bilmiyordu. Yani bi sürü şey vardı. Geveze'nin sıkılmasından korkuyordu, kendisine de güvenemiyordu. Daha önceden 'sıkıldım' diyip bırakabilecek kadar acımasız davranmıştı. Tamam kendine göre haklı nedenleri vardı belki ama yanlıştı. Bu sefer de duygularının bitmesinden korkuyordu, Geveze'yi üzmekten korkuyordu. Ama daha çok, üzülmekten korkuyordu.

Bir Çeşit Ben'in kendisi hakkında söyleyebileceği tek iyi şey, kendini insanların yerine koyabilmesi olurdu. Karşıdaki suçlu bile olsa, kendini onun yerine koyabilirdi, anlamaya çalışırdı. Bu çoğu zaman affetmesinde yardımcı oluyordu. Aynı şekilde Geveze'yi de çok iyi anlıyordu. Korkularıyla onu zaman zaman bunalttığının farkındaydı. Geveze, bu konuda elinden geldiğince açıklamada bulundu. Bir Çeşit Ben sonunda üzüleceğini düşünerek bir yere varamayacağını anladı anlamasına ama... Bir daha olmayacak,korkmıcam diyecek kadar bile inanmıyordu kendisine. Bir Çeşit Ben'di bu sağı solu belirsiz...

Dönüş yolunda Kordon'da yürüdüler. İkisi için de yorucu bir gün oldu. Ama Bir Çeşit Ben, Geveze'nin yanında hiç bu kadar güldüğünü hatırlamıyordu. Gülmekten yanakları acımıştı. Belki de ilk kez korkularını elinden geldiğince düşünmemişti. Gelecekte olabilecek kötü olasılıkları kafasına takmamaya çalışmıştı bu sayede de Geveze'nin her şakasından 'ya..?!' diye komplo teorileri üretmemişti. Bir Çeşit Ben mutluluğu sevmişti :)

Bu arada bahar ayları geliyordu ve Bir Çeşit Ben nerdeyse herkesin bir aşk havasına girdiğini farkediyordu. Herkes aşıktı, sevgilisi vardı. Evdaşı da Bir Çeşit Ben'in önceden yaşadığı duygulardaydı. Platonikti ve küçük küçük adımlar onu havalara uçuruyordu. Bir Çeşit Ben aslında bundan bile korkuyordu. Yani herkes aşıksa.. Ve bu sadece bu döneme özgü bir hevesse?? Galiba bunu sadece zaman gösterebilirdi. Bir Çeşit Ben sadece dua edebilirdi. Geveze'nin hep yanında olması için, hep onun olması için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder