14 Aralık 2012 Cuma

Bazen "Bugün Bitmeyecek mi yaaa" Dersin

Küçükken izlediği çizgifilmlerdeki kötü karakterler için "Ama ona da yazık yaa" diye sızlanabilen Bir Çeşit Ben insanıylayız.

Bir Çeşit Ben o sabah, geceden kalma can sıkıntılarının döküntülerini temizlemekle başladı işe. O sabah mutluydu, mutlu olacaktı. Zaten insanları özlüyordu. Aynı sınıfı paylaştığın insanları özleyebilir misin?

Herşey güzeldi, mutluydu falan. Kafasında deli planlar vardı. 2 aydır olaylar yakasını bırakmamıştı, gelenler gidenler, yolculuklar, sınavlar derken Bir Çeşit Ben neye uğradığını şaşırmıştı. Gecenin bir vakti eve gitmeye karar verdi. 
Ev yani; 
güzel Antakya'nın 
güzel mahallesinin, 
güzel apartmanının, 
güzel dairesi... O sıcak aile halleri... 

Sabah kalktığında okula gidecek, Geveze'sini bir köşeye çekip "Bak çocukum, ben çok sıkıldım, çok bunaldım yeter eve tıkılıp kaldım..Okul okul nereye kadar biraz tembellik lazım" diye saçmalayıp Antakya'ya gitme planından bahsedecekti. Tabi ki Geveze de "Haklısın hayatım, hepimiz çok bunaldık. Madem istiyorsun git biraz dinlen" ya da tercihen "Olur mu hayatım.. Hepimiz çok bunaldık ama ben biraz oyalanmanı sağlarım bak bu ara şöyle şöyle planlar yaparız, gezeriz, tozarız..." diye onu teselli edecekti. 

Ancak sabah..Hiçbir şey beklediği gibi gelişmedi...

Sabah sınıfta uzun zamandır dikkat etmediği insanlarla değişik sohbetlere girdi Bir Çeşit Ben.. Oldukça güldü eğlendi. Sonra bir ara Geveze geldi. Ancak garip gerginlikleriyle Bir Çeşit Ben planından bahsedemedi. O da erteledi Geveze'ye söyleme işini.

Öğlene doğru annesi Hocaanım'ı aradı. Hocaanım, hocaanımlara özgü güzel mantığıyla "18 saati çekmeye değer mi bence Aydın'a gitmelisin. Orada da dinlenebilirsin" dedi. Bu red cevabıyla kendinden geçen Bir Çeşit Ben'in kafasında devreler yandı, frekanslar karıştı ve Ozan denen garip adamdan "Yansın dünya çok umrumdaa" şarkısı çalmaya başladı. Bir Çeşit Ben'in yüzü düşüverdi. Yine de "dik durmalıyım, orda da dinlenirim şurda kaç gün kaldı" diye kendini teselli etmeye çalıştı. O sırada her zamanki gibi kendisine sataşan Geveze'sine ters bir şey söylediğini ise hayal meyal farketti. "Ya öyle demek istemedim" dediğinde ise Geveze'yi şok olmuş halde gördü.

Tüm sınıf öğle arasına girdiğinde olaylar daha garip bir hal almıştı. Bir Çeşit Ben ve içinde bulunduğu bir grup insan ders için tiyatromsu, dramamsı bir şeyler yapacaklardı. Üzerinde pek durmamışlardı. Grupta kendini lider ilan eden bazı insanlar ise kendilerince bir senaryo yazmış, kendilerine roller ve replikler ayarlamıştı. Diğer yandan diğer insanlara rolleri paylaştırma gereği bile duymayıp yarım yamalak haber vermişlerdi. Bir Çeşit Ben bir çeşit öfke krizinde buldu kendini. "Taşeron şirket misiniz oğlum siz?" diye bağırmak istiyordu. Hadi rol verdiniz niye replik yok, hadi replik yok niye rol var... Sesini çıkarmadı. Betelesiyle öğle arası yemek yerken rol ve diğer şeyleri ayarlamaya çalıştı. Betelesi "Bugün pek bir neşelisin hayırdır? İnsanlara sataşıyorsun, gülüyorsun" dediğinde "Ne diyon hacı yaa" diye çıkışmak istedi. Gerçekten o kadar bunalmışken iyi mi görünüyordu?

Kendini lider sayanlar yüzünden rezil olmak istemeyen Bir Çeşit Ben, bir çeşit doğaçlama ile rolünün altından kalkmaya çalıştı. Zaten o liderler de senaryolarını adam akıllı yazamamışlardı. Sonrasında Varyemez'le bir kafede takılmaya başladılar. Yılbaşı için planlar yaptılar. Sonrasında ise kursa katılmak için Halkevine gittiler.

Ancak Bir Çeşit Ben'in kafası Geveze'de kalmıştı ve bu yüzden ekşimiş yemek gibi huysuzlaşmıştı. Akşam bir anda ona gitti. Gönlünü aldı.Geveze de Bir Çeşit Ben'in bunu yapacağını 6.his, 3.göz, kalp gözü, sır kapısı gibi hissi şeylerle tahmin etmişti zaten. Bir Çeşit Ben o günkü sıkıntısını dile getirdi. Ancak Geveze, Bir Çeşit Ben'in kafasındaki senaryolara tamamen karşı gelerek Bir Çeşit Ben'i mutlu edemediğini düşündü. Bir Çeşit Ben böyle bir şey beklemiyordu. Bir şekilde aralarındaki sorunu çözdüler. Aralarında oluşan tartışmaları sinir boşalmaları olarak gören Bir Çeşit Ben, kendini "Bu tartışmalar olmazsa tamamen çözülürüz" şeklinde sakinleştiriyordu. Yine de kendisi gibi Geveze'nin de bunaldığını hesaba katarak Geveze'ye fazla yüklenmemeye karar verdi. 

Gecenin sonunda uuupuzun geçen 2 günün bittiğine mi sevinse, eve gidemediğine mi üzülse bilemedi. Ama rahat bir uyku çekmeye karar verdi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder